6 Şubat 2009 Cuma

evvvv

bu aralar deli gibi dekorasyon dergilerine, sitelere bakıp duruyorum...evdeki bütün eşyaları atıp herşeyi yenilemek istiyorum...kendimi durdurmakta büyük zorluk çekiyorum...ama maalesef kirada oturmanın handikaplarında kayboluyorum...güzel perdeler almak istesem içimden bir ses "ufff ya taşınırsak" diyor erteliyorum, duvarları delip bişeyler asmak için can atsam eşim (bundan sonra kendisinden Mr.B. olarak bahsedeceğim) "ya birden taşınırsak buraları kapatmakla uğraşacağız" deyip beni caydırıyor...işin aslını sorarsanız taşınacağımız falan da yok...ben sık sık emlak sitelerini gezip evlere bakıyorum, fiyatları görünce "bu hayatta bir evimiz olamayacak mı" diye kara kara düşünüyorum...bak şimdi bunu yazınca aklıma geldi -komik ama gerçek- bizim aslında daha önce hiç yaşamadığımız hatta ve hatta 1 gece bile kalmadığımız bir şehirde hala borcunu ödediğimiz bir evimiz var...ama nedense ben onu evden saymayıp benimsemiyorum...niyetimiz bunu satıp, kredi alıp hala oturduğumuz semtte bir ev almak...ama satmak için bir teşebbüsümüz var mı? Yoook...Mr.B. sadece bir internet sitesine ilan vermiş, ona da "araçla takas olur mu" diyen bir amca dışında bir başvuran yok...yani gayet kaderciyiz bu konuda...ev kendi kendine satılırsa, bütçeye uygun bir ev bulunursa, kredi alabilirsek, belki bir ev sahibi oluruz...ama önümüzde katedilecek uzun bir yol var...neyse biz karı-koca böyle olaylarda biraz tembeliz...

bu arada baktığım bu internet sitelerinde abuk sabuk evlerine milyarlar isteyen insanları da anlamlandıramıyorum ya da ben de bir anormallik var, o evlere o paraları veren, verebilen insanoğlu var mı acaba? benim oturmak isteyebileceğim (gerçekten makul evler öyle bilmemkaç katlı, özel dekorasyonlu falan değil, gözüm yükseklerde hiç değil) evlere sahip olabilmemiz için ömür boyu çalışsak öyle bir para kazanamayız anca bir soygun gerekir ki o da bize uymaz...

neyse efenim ben böyle hezeyanlar içindeyken bugün birşekilde bir evde bulundum ki daha öncede gitmiş ama özel bir davet olduğu için gerekli gözlemleri yapamamıştım...bugün gayet sakin bir ortam olduğundan bir müze gibi gezdim bazı yerlerini...müze derken abartmıyorum...eğer orası evse, biz nerede yaşıyoruz tanımlayamayacağım...ev bildiğin butik otel...böyle evleri görünce aklıma garip sorular geliyor, bu zengin kişileri evlerinde rahatça bir koltukta oturup, eşofmanları çekip, kuruyemişini meyvasını atıştırırken tv izlemez mi? yoksa a.ş.k.ı m.e.m.nu daki bihter haklı mı? ev öyle olunca eşofman, spor ayakkabı olmaz hep kokteyl kıyafeti ile mi gezmek sorunda kalır insan? ooo bunlar çok zor şeyler bana uymaz...ben evimde ve 20metrekarelik odama ite kaka sığdırdığım turuncu koltuğumda çok mutluyum... bunları evin dışındaki yüzme havuzlu, hamamlı, saunalı, bildiğin cep sinemalı bölümü görmeden hissetmiştim...şimdi burnumu sile sile emlak sitelerinde dolaşmaya gidiyorum...ben yarın eminönünden ufak tefek biblo neyim alayımda hevesimi körelteyim bari....

cuma

bugün en sevdiğim gün...ama nezle oldum, bir terleyip bir üşüyorum...oysa ki benim yarın eminönü, kapalıçarşı turlama planım vardı...