14 Eylül 2010 Salı

durduk yere kaşındık ama taşınamadık...

Durduk yere kaşındık...Aslında durduk yere değil tabii. 8 yıldır oturduğumuz evimizin boruları sürekli farklı noktalardan patlayıp çatlayıp, ustalar vaktimizi alıp, sinirlerimiz bozulunca bize çık diyen olmasa da biz dah temiz, yeni bir eve çıkalım dedik...Bir acelemiz olmadığı için de ağır aksak bakıyorduk bir süredir. Artık tüm emlak sitelerindeki evleri ezberlemiş, ilan başlıklarındaki "yenilenmiş" ibaresinin 80!li yıllardan kalan ayçiçek desenli banyo fayanslarının çevresine duşakabin yaptırmak olduğunu öğrenmiştim ki bir ev buldum!

Aslında hiç aklımda olmayan bir semtti ama servis güzergahı, güvenlik, deprem sonrası yapılması falan derken içinin de derli toplu olması cezbetti beni...hem de sahibindendi...aradık konuştuk H. Beytatile gidiyoruz dönüşümüz şu tarih, görüşelim, dedi...onlar uzun tatillerindeyken aynı apartmanda bir evi daha gördük, o da güzeldi ama benim içimden bir ses mutlaka odaireyi görmem gerektiğini söylüyordu...bu arada H. bey tatilden döndü, bu akşam, yarın derken birden telefonlarımızı açmamaya başladı, bu arada üst kat bizim bütçemizi biraz aşıyordu orası ile bir orta yol bulundu bizden cevap bekliyorlardı...ben o gece yine kesin bir yanıt veremedim birşey var içimde herşey tamam ama olsun diyemiyorum, dedim...

ertesi gün artık karar alacakkken ben son kez bir bakayım şu malum sitelere deim...aa o da ne benim görmek istediğim H. Bey'lerin evi bir emlakçı tarafından tekrar kiralıklar arasında...bu sefer emlakçıyı aradık ve akşam için randevulaştık...akşam gittiğimizde ev sahipleri de evdeydi, ev benim de eşiminde içine sindi, yine maddi bir pazarlık sözkonusu oldu...ertesi günü tekrar gidip "hayırlı olsun" dedik...

Onlarda bizim gibi genç bir çiftti, hoş bir sohbet oldu, içimiz rahat ayrıldık...emlakçımıza kaporamızı verip bayram sonrası sözleşmeyi yapmak üzere sözleştik...

pazar günü emlakçı saat için aramadı, eşim pazartesi 9.45'te aradığında "ben de şimdi sizi arayacaktım" demiş "H. Beyler sanırım boşanıyor evimi vermekten vazgeçtiler" demiş...

Şaka gibi...

Ben bir süre eşim bana şaka yapıyor sandıysam da sonra acı gerçekle yüzleştim...biz herkesi kendimiz gibi dürüst, sözünün eri bildiğimiz için bayram tatilimizde toplanmış, ev sahibimizi de haberdar etmiştik...ay sonu evi boşaltacağımızı bildirmiştik...

hemen üst kattaki daireyi aradık Allahtan verilmemiş dün apar topar gidip gördük, tuttuk...

ben eve gelip telaş bitince sinirim su yüzüne çıktı...insanların böyle bir duruma sebep olmaları canımı çok sıktı...

biz ilk tanıştığımızda açıkça söylemiştik bizim çıkmamız için bir nedenimiz yok, keyifle arıyoruz, bütçemize uyan içimize sinen bir yer bulursak taşınacağız demiştik, şimdi be onların yüzünden 10 gün içinde böyle bir yer bulup taşınmak zorundayım...ve eğer bu 2.alternatifim olmasaydı gerçekten çok çok zor bir durumda kalacaktım...yine de ev bulsam da yeni kira ve emlakçı bütçesine baktığımızda zarar etmiş durumdayım...

ama haksızlığa gelemeyen bir insan olarak bunu burada bırakmayacağım, şimdi bir avukata danışıp eski emlakçı ile konuşmaya gideceğim...nasıl kapora alıp evsahibinin hakkını koruyorsa benim de zararımı karşılamak zorunda...beni soktuğu manevi sıkıntıdan bahsetmiyorum bile...

bazen ümidimi kaybetmesem de hayatın çeşitli noktalarında karşımıza çıkan bencil, umursamaz, dürüst olmnayan, yalancı, çıkarcı insanların varlığı beni tedirgin ediyor...

*biliyorum yeni döndüm ama okuyan olursa anadolu yakası taşıma şirketi ve perdeci tavsiyelerine her zamana çığım bilesiniz.

3 Eylül 2010 Cuma

yine yazasım geldi...

yazmak için şekli şemali ile oynayayım beki hevesim gelir dedim, beceremedim...

yok heves geldi de şekil istediğim gibi olmadı, neyse...

bu aralar birşey için karar vermem gerekiyor ama ben dünyanın en kararsız insanıyım...birinin beni iteklemesi lazım sanırım...

17 Haziran 2009 Çarşamba

bezelye biezelye?


Dün akşam TV izlerken İ.G.L.O. nun donmuş bezelye reklamına denk geldim.

o kızın kendi sesi mi? dublaj mı? setteki, montajdaki, ajanstaki, firmadaki kulakların hiçbiri o garip "bezelye" deyişini farketmemiş mi?

reklamı izledikten sonra evde bildiğin bayağı sesli, değişik tonlamalarla "bezelye" dedim...sonra bunu paylaşasım geldi ama ben iyi toparlayamam keşke uyuz cadı izlese de yazsa, gülsem dedim.

dedim de dedim, aha da yine diyeceğim "bezelye", keşke duyabilseniz?

25 Mayıs 2009 Pazartesi

tatilim geldi...

bir kere gittim vuruldum, her tatilimi orada geçirebilirim...alaçatı'm geldi...

gitmek istiyorum, hiçbirşey düşünmeden, bir yere yetişme telaşı olmadan kumlarda yatmak, koca porsiyon midyeleri mideye gümletmek, akşamüstü o güzel mavilere bakarak güzel bir kahve içmek, püfür püfür rüzgarda sadece durmak istiyorum...durmak...

loto oynayıp, parayı bulunca orada bir taş evim olduğu hayalini kurmak için gitmek istiyorum...

1 Nisan 2009 Çarşamba

ayak modelleri


Ayak modeli olan insanların ayakları güzel olanlardan seçilmesi gerekmez mi?

24 Mart 2009 Salı

yeni cicilerim...


gördüğüm an vuruldum ve hergün takmak istiyorum...

6 Şubat 2009 Cuma

evvvv

bu aralar deli gibi dekorasyon dergilerine, sitelere bakıp duruyorum...evdeki bütün eşyaları atıp herşeyi yenilemek istiyorum...kendimi durdurmakta büyük zorluk çekiyorum...ama maalesef kirada oturmanın handikaplarında kayboluyorum...güzel perdeler almak istesem içimden bir ses "ufff ya taşınırsak" diyor erteliyorum, duvarları delip bişeyler asmak için can atsam eşim (bundan sonra kendisinden Mr.B. olarak bahsedeceğim) "ya birden taşınırsak buraları kapatmakla uğraşacağız" deyip beni caydırıyor...işin aslını sorarsanız taşınacağımız falan da yok...ben sık sık emlak sitelerini gezip evlere bakıyorum, fiyatları görünce "bu hayatta bir evimiz olamayacak mı" diye kara kara düşünüyorum...bak şimdi bunu yazınca aklıma geldi -komik ama gerçek- bizim aslında daha önce hiç yaşamadığımız hatta ve hatta 1 gece bile kalmadığımız bir şehirde hala borcunu ödediğimiz bir evimiz var...ama nedense ben onu evden saymayıp benimsemiyorum...niyetimiz bunu satıp, kredi alıp hala oturduğumuz semtte bir ev almak...ama satmak için bir teşebbüsümüz var mı? Yoook...Mr.B. sadece bir internet sitesine ilan vermiş, ona da "araçla takas olur mu" diyen bir amca dışında bir başvuran yok...yani gayet kaderciyiz bu konuda...ev kendi kendine satılırsa, bütçeye uygun bir ev bulunursa, kredi alabilirsek, belki bir ev sahibi oluruz...ama önümüzde katedilecek uzun bir yol var...neyse biz karı-koca böyle olaylarda biraz tembeliz...

bu arada baktığım bu internet sitelerinde abuk sabuk evlerine milyarlar isteyen insanları da anlamlandıramıyorum ya da ben de bir anormallik var, o evlere o paraları veren, verebilen insanoğlu var mı acaba? benim oturmak isteyebileceğim (gerçekten makul evler öyle bilmemkaç katlı, özel dekorasyonlu falan değil, gözüm yükseklerde hiç değil) evlere sahip olabilmemiz için ömür boyu çalışsak öyle bir para kazanamayız anca bir soygun gerekir ki o da bize uymaz...

neyse efenim ben böyle hezeyanlar içindeyken bugün birşekilde bir evde bulundum ki daha öncede gitmiş ama özel bir davet olduğu için gerekli gözlemleri yapamamıştım...bugün gayet sakin bir ortam olduğundan bir müze gibi gezdim bazı yerlerini...müze derken abartmıyorum...eğer orası evse, biz nerede yaşıyoruz tanımlayamayacağım...ev bildiğin butik otel...böyle evleri görünce aklıma garip sorular geliyor, bu zengin kişileri evlerinde rahatça bir koltukta oturup, eşofmanları çekip, kuruyemişini meyvasını atıştırırken tv izlemez mi? yoksa a.ş.k.ı m.e.m.nu daki bihter haklı mı? ev öyle olunca eşofman, spor ayakkabı olmaz hep kokteyl kıyafeti ile mi gezmek sorunda kalır insan? ooo bunlar çok zor şeyler bana uymaz...ben evimde ve 20metrekarelik odama ite kaka sığdırdığım turuncu koltuğumda çok mutluyum... bunları evin dışındaki yüzme havuzlu, hamamlı, saunalı, bildiğin cep sinemalı bölümü görmeden hissetmiştim...şimdi burnumu sile sile emlak sitelerinde dolaşmaya gidiyorum...ben yarın eminönünden ufak tefek biblo neyim alayımda hevesimi körelteyim bari....