31 Aralık 2008 Çarşamba

muhasebe

hiçböyle liste işlerine girmem ama okuduğum bloglarda gördüğüm bazı şeyler bana eski yılları bu yılları anımsattı...
*ben her sene bu sene araba kullanmayı öğreneceğim derdim, 2008 de bunu başardım, çok acemiyim ama kullanıyor muyum kullanıyorum...

*evlendikten sonra yavaş yavaş aldığım o koca kiloları (15 kilooo) 2007 sonunda vermiştim, 2008 de kilomu korudum taa ki Aralık ayına kadar...Aralık'ta yaptığım yaramazlıklar bana 4-5 kilo olarak geri döndü, yeni yılla ilgili ilk hedefim bunlardan kurtulmak

*bu yıl 30 olacağım galiba büyüyorum komik ama hala kendimi çocuk olarak görüyorum...

*yaşımın 30 olması bana çocuk vaktini hatırlatıyor, ailemize biri daha katılsa hoş olmaz mı? evet harika olur ama ben bir çocuk annesi olabilir miyim?bakacağız...

*kendimize ait bir evimiz olsa, ahh olsa...

*istanbul'un trafiği mucizevi bir şekilde çözülse...

*bu yıl prag'ı görebilsem...belki bir daha venedik, bir daha alaçatı...çok tatil yapabilmek, güzel yemekler tadabilmek için bol para istiyorum yeni yıldan...loto oynamalıyım, geöen hafta 3 tutturdum ki bu benim için inanılmaz...

*sağlık, sağlık, sağlık, benim ve tüm sevdiklerim için...

*huzur

*barış

*bu yıl her ne sebeple olursa olsun ağlayan çocuklar ve yaşlılar görmeyelim...

*bir de şu kriz lütfen kaybolup gitsin...

yıl sonu & yıl başı kaosu

İşim nedeniyle bir sürü koca koca organizasyonlar yapıyorum ama konu kendimizle ilgili birşeye gelince tıkanıp kalıyorum...ben özel günlere önem veren biri olmasım, doğumgünü ve evlilik yıldönümü dışında...sevgililer günüymüş, yılbaşıymış pek hoşlanmam...hoşlanmamamın altında yata sebep herkesin zorlama birşeyler yapma, çok eğlenme moduna girmesi galiba...zorunlulukları, kitlesel eğlenme durumlarını sevmediğimi düşünüyorum...bu yılda böyle oldu, birkaç hafta evvel eşimle konuşurken annesi, anneannesi, ablası-ei ve çocuklarını bize davet etmeyi önerdi, ben de hoş olacağını ama benim o gün çalışacağımı düşünürsek hazırlanamayacağımı konuşup, olmazsa annene gideriz diye konuyu kapattık. İşte karar vermeden konu kapatılınca bazı şeyler havada kalıyor...2 gün önce kardeşim malum akşam için planımızı sordu, üyük ihtimalle eşimin annesinde olacağımızı söyledim, evde olsaydınız bi de gelirdik dedi...dün akşamüstü bugün çalışmayacağım belli olunca hadi dedim herkesi çağırayım, nasılsa evdeyim güzel mamalar da hazırlarım...iş çıkışı eşimle uluşup alışverişe giderken, ama annem alışveriş yaptı hazırlanmaya başladı demez mi...ee dedim yaptıklarını alsın bize gelsin, olmaz falan derken konu yine kapandı...şimdi öğlen işten beni arıyor istersen ara annemi konuş diye, dedim ki geçti artık ben bu saatten sonra ok olsa bile evmi toparlayayım mamamı yapayım...uff sevmiyorum böyle karmaşık işleri...bu yıl özellikle annelerle olma isteğimiz geçen sene bugünleri ailecek kötü geçirmemiz, eşimi babası kötü bir hastalıkla savaştığı zamanın en kötü günleri yılbaşıydı zaten yeni yılın 2.günü aramızdan ayrlmıştı...bu gece anne için zor olacaktır diye düşünüp onu yanlız bırakmak istemedik...neyse şu an akşam yemeğine anneye gidiliyor...bir yandan da kalbimde minik bir sızı var babam ve kardeim evde yanlız olacaklar :(((

hiçbirşey tam olmuyor...maalesef...

18 Aralık 2008 Perşembe

bugün griyim...

üşüyorum...hem de nasıl...

şu an tek olmak istediğim yer evimde bir battaniye altı...uyumak istiyorum döne döne...ama işyerindeyim ve evde olmama daha çok var...planım biraz erken çıkıp eve gidip hiç ama hiçbirşey yapmadan yatmak, a.ş.k-ı m.e.m.n.u başlayana kadar uyuklamak ve sonra salak bihter'in rol yapamayışını ve bir sonraki sahnede peyker ne giymişi izlemek...

aslında dün bugün için şöyle bir plan yapmıştım; evi toplama, çamaşır yıkama ve cuma evde olacağım için kendime iş bırakmama...peh şu an da kılımı kıpırdatacak halim yok...

dün gece biraz hastalandım, o tatlı uykum birkaç kere bölündü ve doğru düzgün uyuyamadım, sersem gibiyim...ve az evvel koca bir kare çikolata yedim vicdan azabından ölüyorum...

15 kilo vermiş insanın şu son zamanarda aldığım 3 kiloyu veremiyorum, sürekli pisboğazlık yapıyorum ve kendime çok kızıyorum...

uf ama olumsuz cümleler dizisi oldu bu..ama demiştim, bugün griyim...

17 Aralık 2008 Çarşamba

bayramlık

koskoca tatil geldi geçti...bayramın ilk günü aile saadeti, ikinci günü şehirdışına kısa bir yolculuk, mezarlık ziyareti derken birsürü gün bize evimizde döne döne yatmak için kaldı...tatilleri en çok sabahları geç uyanabildiğim için seviyorum, sabah uykuları benim için inanılmaz önemli, gece hiç uyumadan sabaha kadar gıkım çıkmadan oturabilirken sabah bana dokunmayııın...ama böyle tatil günlerinde ikileme düşüyorum uyumalıyım mis gibi, uyumamalıyım tatil gidiyor, günü kaçırıyorum...kah öyle kah böyle geçti günler...bazı akşamlar sevdiğimiz arkadaşlar geldi, bazen biz gittik, abla - kardeşler geldi, maçlar seyredildi, bol bol yenildi bol bol içildi...yanlız şöyle birşey var birileri bize geleceği zaman beni bir düşünce alıyor, ne ikram etmeliyim, menü nasıl olmalı kafamda tilkiler...yeni erkek arkadaşı ile gelecek arkadaşım için önce yemek yapmayı düşündüm, itiraf ediyorum yemek yapmak bazen daha kolay geliyor, sabah kalkınca birden küçük atıştırmalıklara döndüm, ilk defa yorulmadan kendimi heder etmeden birşeyler hazırladım ama evet kolaya kaçtım itiraf ediyorum...milföye sarılı mini sosiler, beyaz peynirli yufka börek, hardallı patates salatası, mini cheescakeler, mozaik pasta, susamlı tuzlu kurabiyeler, patates salatalı-turşulu kanapeleryaptım...fotoğraf çekicektim ama o telaşta unuttum...neyse bir misafir falını da böyle atlattım, ama bir sonraki gece maçın bizim evde izlenmesi, bir sonraki gün kardeşimin erkek arkadaşı ile gelmesi ile öyle koca koca sofralar kurmasam da mutfaktan çıkamadım, bir ara makinaya sığmayan tabakları yıkarken 3 gündür mutfaktayım diye mızırdanırken buldum kendimi...bu aralar çok fena bir kağıt oyununa taktık, c.a.n.a.s.t.a....önümüze gelene öğretiyoruz, öğrettiklerimiz esir alıp sabahlara kadar oynuyoruz...bu tatilde de bol bol yendik, yenildik...doymadık doyamıyoruz, kumarbaz olduk çıktık...bu hafta da tatil mahmurluğu, uyku düzenimi yola koyma-koyamama harala gürele geçiyor, çalışmayacağım cuma günün bekliyorum hatta iple çekiyorum....

6 Aralık 2008 Cumartesi

gittim geldim

yaş ilerleyince uçak yolculuklarından korkar oldum, sisli bir Ankara'ya inmedim düştüm resmen korktum, dönüşte de azcık sallandık...evim evim güzel evim...Gri Ankara'yı sevemedim Ankara'lılar kusura bakmasın...Geldim ayağımın tozu ile pek sosyetik bir davete katıldım, zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış öyle ama ben de o para olsa d.i.o.r peçete koyduğum bir masaya karanfil, gül ve kokinadan oluşan bir arajman koymazdım, hele o fincanları evime sokmazdım...seyahat, davet, iş derken uykusuz kaldım, uykuyu seviyorum, bugün 11.00de kalkarak hasret giderdim...

internetten sinema bileti almanın ne kadar zor olduğunu gördüm bu akşam, eşofmanlarımı çekip bir koşu bilet alıp gelseydim daha kısa sürerdi...yoksa bu malum filmin yoğunluğumuydu bilemedim...ama sabrın sonu selamet, artık 2 biletim var, geceyarısını bekliyorum...

bu karışık yazıyı yazarken gözümde uçuk çıkıyor, an be an hissediyorum, kaşınıyor şişiyor...bu demek oluyor ki vitaminsiz kalmışım, vücudum sinyal veriyooor, yooo hayır bayramda kocaman şişmiş bir gözle dolaşmak istemiyorum...gidip kendime vitamin depolamalıyım, çikolatada vitamin vardı değil mii?